Bipolar Bozukluk Nedir?

İki uçlu duygudurum bozukluğu, eski adıyla manik-depresif bozukluk, bireyin ruh halinde aşırı değişimlere neden olan kronik bir ruh sağlığı rahatsızlığıdır. Kişi, mani veya hipomani (enerji artışı, aşırı coşku veya huzursuzluk) ile depresyon (derin üzüntü, umutsuzluk ve enerji kaybı) arasında gidip gelen keskin duygudurum değişimleri yaşar.

Bu duygudurum dalgalanmaları kişinin düşünce yapısını, davranışlarını, sosyal ilişkilerini, iş hayatını ve genel yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bipolar bozukluk, zaman zaman psikotik belirtilerle (gerçeklikten kopma, sanrılar veya halüsinasyonlar) de seyredebilir.

Bipolar bozukluk, her yaşta başlama olasılığına rağmen, sıklıkla genç erişkinlikte 15-35 yaş arasında ortaya çıkar. Ortalama başlangıç yaşı erkeklerde 18, kadınlarda 20 yaş civarındadır. Bipolar kişilerin yarısı ilk bipolar hastalık dönemini 20 yaşından önce yaşar.  Çocukluk ve ileri yaşta başlaması daha seyrektir. Ailesinde bipolar bozukluk tanısı olan kişilerde bipolar bozukluk daha erken yaşta başlar.

Bipolar Bozukluk Türleri

Bipolar bozukluk, belirtilerin şiddetine ve süresine bağlı olarak üç ana türe ayrılır:

  1. Bipolar I Bozukluk
  • En az bir kez tam mani atağı yaşanmıştır.
  • Çoğu hastada depresyon dönemleri de görülür ancak mani belirleyicidir.
  • Mani bazen psikotik belirtilerle birlikte olabilir.
  • Hastaneye yatış gerektirecek kadar ağır olabilir.
  1. Bipolar II Bozukluk
  • Tam mani atağı olmadan hipomani ve majör depresyon atakları görülür.
  • Depresif dönemler daha ağır ve uzun sürebilir.
  • Hipomani daha hafif olduğu için tanı koyulması zor olabilir.
  1. Siklotimi (Siklotimik Bozukluk)
  • Daha hafif ama uzun süreli hipomani ve depresyon döngüleri yaşanır.
  • Belirtiler şiddetli olmasa da sürekli dalgalanma vardır.

 

 

Bipolar Bozukluğun Belirtileri

Bipolar bozukluk, temelde iki ana uç arasında gidip gelen belirtilerle tanımlanır:

 

 

MANİDE GÖRÜLEN BELİRTİLER

Maninin klinik belirtileri depresyondakilerin tersi olarak da ifade edilebilir. Dolayısıyla duygu durumda yükselme, fi kir uçuşması, psikomotor hızlanma, grandiozite hali bulunur.

Ancak manide de depresyonda bulunan irritabilite, sinirlilik, uykusuzluk, ajitasyon gibi ortak belirtiler de bulunmaktadır.

Manik hastaların klinik özellikleri:

  • Taşkın, kabarmış, elasyonda, öforik irritabl, değişken (labil ) mizaç hali
  • Düşüncelerin hızlanması, konuşmanın basıncının artması, düşünce uçuşmaları, benlik saygısında abartılı bir artmanın gözlenmesi, grandiösite, Distraktibilite, hezeyanların ve hallusinasyonlasın mevcudiyeti.
  • Uyku ihtiyacının azalması, enerji düzeyinde aşırı artma, bedensel yakınmalarda azalma ile acı ve ağrı duyumunun ortadan kalkması.
  • Hiperaktivite, her şeye karışma, aşırı para harcama, sosyal ilişkilerde artma, aşırı konuşkanlık (lögore), başkalarının ilgi alanlarındaki işlere aşırı karışma, cinsel açıdan kontrolsüzleşme, muhakemenin bozulması.

Manik hastalarda sık görülen klinik semptomlar–belirtiler:

  • Öfori – irritabilite,
  • Hiperaktivite
  • Distraktibilte
  • Uygunsuz davranışların artışı
  • Hiposomnia
  • Hiperfaji –iştah artması
  • Libidoda artma- erotizm de artma
  • Düşüncelerde uçuşmalar
  • Taşkın düşünceler
  • Grandiöz hezeyanlar,
  • Hallusinasyonlar,
  • İçgörünün kaybolması.

Manide duygu durum değişiklikleri- tanımları:

  • Fikir uçuşması (Düşüncelerin uçuşması): Düşüncenin hızlandığı ve konuşmanın arttığı bir durumdur konuşmanın artmasına lögore adı verilir.
  • Dürtüsel davranış: Dürtüler artmıştır. Artık bu hastaların ileri derecede coşkulu ve her şeye karıştıkları da gözlenir. Ufak şuur bozukluğu periyotlarında hastanın aşırı derecede kontrolsüz biçimde her işe karışıp, bulaşması ve çevresindekileri rahatsız etmesi duruma ‘Distraktibilite’ adı da verilir. Bu dönemlerde olur olmaz her şeyle karıştıklarından çok zaman çevrelerinden olumsuz muameleler de. Bu dürtüsel davranışların seyrinde hastalarda kontrolsüz biçimde eşya çalma (kleptomani), çok telefon kullanma, gereksiz yerler ile uzun saatler telefon görüşmeleri yapma, sokakta önüne gelen insana vaaz verme, olmadık yerde olmadık hareketler yapma, dans etme, şarkı söyleme, etrafındaki insanlara gereksiz yere hediyeler dağıtma ve harcamalarında aşırıya gitme ve diğer insanlara sebepsiz biçimde karışma ve onların huzurunu bozma çok sık görülür.
  • Deliryumlu mani: Mani vakalarının ekstrem durumlarda aşırı derecede dışa vurum ile karakterize bir durumdur. Beraberinde sürekli deliryum ve yönelim bozukluğunun görüldüğü bildirilmektedir.

Manide görülen vejetatif değişiklikler-tanımları:

  • Hipomani, beslenme bozukluğu, kilo artışının belirgin olması, cinsel arzularda artma, ile hastaların aşırı pozitif düşünce ifadeleri ile karakterizedir. Hastaların iyimser ve içten düşünme ile uyumlu kognitif bozukluk durumlarının oluşu da dikkat çekmektedir.
  • Grandiözite hastalarda çok sık görülen aşırı güven durumunu yansıtan bir belirtidir. Kendilerinin her konuda en bilgili ve en yetenekli olduklarına inanırlar. Onların güçleri sayesinde bütün işler yolunda gitmektedir; gibi.
  • İçgörülerinde de bir bozukluk bulunmaktadır. İçgörüleri bozuk olduğu için kendilerini doğru değerlendiremezler.

HİPOMANİ

Yaşantıları sıklıkla aşırı memnunluk verici olduğundan çok zaman bu durumu yaşayan hipomanik hastalar ve onların yakınları bunu bir hastalık olarak kabul etmezler. Gözlemleyen dış ortamdaki aile yakınları ile arkadaş çevresi tarafından daha çok durum hissedildiğinden anamnez alma esnasında onların bilgisinden istifade etmek faydalı olur.

Hipomanide sık görülen belirtiler ( DSM –TR kriterlerine göre)

  • Mizaçta yükselme, patlayıcı konuşma ile birlikte en az 4 günden beri devam etmekte olan çabuk sinirlenen bir hastalık durumu olup depresyon olmayan diğer ruh hastalıkları dışındaki bir durumdur.
  • Mizacın bozulduğu dönem içinde en sık aşağıdaki belirtiler görülmektedir. Bunların da en az dört tanesinin mevcudiyeti hastalık durumunun tanısı için aranır.

a- Öz güven durumunun aşırı artması veya Grandiözite durumunun mevcudiyeti,

b- Uyku ihtiyacının ileri derecede azalmış olması (günde 3 saat uyku ile çok zaman yetinmeleri),

c- Mutat zamanlara göre daha konuşkan olmaları (lögore), ve konuşurken daha yüksek sesle konuşmaları dikkat çekmektedir.

d- Fikir kaçışmaları çok sık görülürken; konuşmada konudan konuya atlamalar da çok sık olur,

e- Distraktibilite hali, (ilgisiz konulara çabuk bulaşma halini yansıtır),

f- Hedefl erin çok büyütülmesi (İş yerinde ve Okulda), Psikomotor ajitasyon durumunun mevcut olması,

g-Sonucunu iyi bilmedikleri tehlikeli bir takım işlere bulaşmaktan aşırı zevk almaları bilinir. Bu yüzden gereksiz yatırımlar yapar ifl as eder, çapkınlık ederler aile düzenleri bozulur, imkânından çok alışveriş yaparlar ve bankalara kredi kartları ile aşırı borçlanırlar, gibi.

(Bu yüzden bu tip belirtilerin görülmesi halinde hekim olarak hasta ailelerine hastaların elerinden çek, senet, imza sirküleri gibi bir takım maddi tasarruf vesikalarının alınması önemli bir tedbir olur.

  • Normal zamandakine göre hareketlerinin ve düşüncesinin aynı olmadığı çok iyi görülür ve bilinir.
  • Mizaçta ortaya çıkan bu değişiklik çevre tarafından çok rahat biçimde gözlenir ve fark edilebilir olmalıdır.
  • Ortaya çıkan hastalık hali hastanın günlük yaşamında işini ve sosyal ilişkilerini bozacak derecede değildir. Psikotik belirtileri de beraberinde bulundurmadığı için hastanın hospitalizasyonunu gerektirmez.
  • Tek kutuplu ( Unipolar hastalık )- Çift kutuplu ( Bipolar ) mizaç bozuklukları Tek kutuplu mizaç bozuklukları seyirlerinde mizaçta yükselişten ziyade hep depresif durumların görülüşü ile karakterize durumları yansıtırlar. Görülen bir depresyon nöbetini belli bir aralıktan sonra gene ikinci bir depresyon nöbeti takip eder ve hep arka arkaya depresyonların görülmesi ile seyrederler.

Depresyon Dönemleri

Bipolar bozuklukta görülen depresyon, majör depresyonla benzer belirtiler taşır ancak zaman zaman mani veya hipomani ile dönüşümlü olarak yaşanır.

Depresyon belirtileri:

  • Derin üzüntü, umutsuzluk ve boşluk hissi
  • Enerji kaybı, sürekli yorgunluk ve halsizlik
  • Daha önce keyif alınan aktivitelerden zevk alamama (anhedoni)
  • Uyku bozuklukları (çok uyuma veya uykusuzluk)
  • Konsantrasyon ve odaklanma güçlüğü
  • Kararsızlık, özgüven kaybı
  • İştah değişiklikleri (aşırı yeme veya iştahsızlık)
  • İntihar düşünceleri veya kendine zarar verme eğilimleri

Bipolar depresyon, genellikle majör depresyondan daha uzun sürebilir ve tedaviye daha dirençli olabilir. Ayrıca bipolar depresyonda bazı klasik depresyon tedavileri (örneğin antidepresanlar) mani veya hipomaniyi tetikleyebilir.

Bipolar Bozukluk Neden Olur?

Bipolar bozukluğun kesin nedeni bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin hastalığın gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir:

  1. Genetik Faktörler: Ailede bipolar bozukluk öyküsü olan bireylerde risk daha yüksektir.
  2. Beyin Kimyası ve Yapısı: Beyindeki nörotransmitter (dopamin, serotonin) dengesizlikleri hastalığa katkıda bulunabilir.
  3. Çevresel ve Psikososyal Faktörler: Stres, travmatik olaylar, çocukluk çağı travmaları ve madde kullanımı atakları tetikleyebilir.

Bipolar Bozukluk Nasıl Tedavi Edilir?

Bipolar bozukluk, ömür boyu süren bir hastalıktır ancak uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir. Tedavi genellikle ilaç ve psikoterapinin bir kombinasyonunu içerir.

  1. İlaç Tedavisi
  • Duygudurum dengeleyiciler: Lityum, valproat (Depakote), lamotrijin
  • Antipsikotikler: Olanzapin, ketiapin, aripiprazol
  • Antidepresanlar (Dikkatli kullanılır, çünkü mani tetikleyebilir.)
  1. Psikoterapi
  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kişinin düşünce yapısını düzenlemeye yardımcı olur.
  • Aile Terapisi: Aile bireylerine hastalık hakkında bilgi vererek destek mekanizmasını güçlendirir.
  • Duygudurum İzleme Terapisi: Kişinin belirtileri takip etmesine yardımcı olur.
  1. Yaşam Tarzı ve Kendi Kendine Yardım
  • Düzenli uyku düzeni oluşturmak
  • Stresi azaltmak için meditasyon, yoga veya sanat terapileri
  • Dengeli beslenme ve egzersiz
  • Alkol ve madde kullanımından kaçınmak

Bipolar Bozuklukla Yaşamak

Bipolar bozuklukla yaşamak zorlayıcı olabilir ancak hastalığın farkında olmak, belirtileri takip etmek ve düzenli tedavi almak yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir. Hastalar için destekleyici bir sosyal çevre, rutinlere bağlı kalma ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları oldukça önemlidir.